top of page

Patagonya Fotoğraf Safarisi

PUMALARIN İZİNDE

20 Şubat-4 Mart 2026 | Arjantin ve Şili | 4600 $

Farklı tarihler için lütfen iletişime geçiniz

​​

Pumaların İzinde

Bu ekspedisyon, fotoğrafı sadece belgelemek için değil, gözle görmenin ötesinde fark etmek için tasarlandı.
Güney Patagonya'nın çarpıcı ışığı, sert rüzgârı ve değişken havası bize her gün yeni bir yüzünü gösterecek.

Andlar’ın gölgesinden buzullara, guanaco sürülerinden puma izlerine kadar uzanan bu yolculukta,
deklanşöre basmadan önce durmayı, beklemeyi ve sahnenin kendi ritmini tanımayı öğreneceğiz.

Zamanla yarışmayacağız.
Her gün, doğanın sunduğu kadarını alacağız. Ne eksik, ne fazla.

Fiyata Dahil Olan Hizmetler

  • 12 gece boyunca 3 veya 4 yıldızlı otellerde oda + kahvaltı konaklama

  • Öğle yemekleri
     

  • Tek kişilik oda farkı: 650 USD
     

  • 3 adet Arjantin iç hat uçuşu:
     

    • Buenos Aires → Ushuaia
       

    • Ushuaia → El Calafate
       

    • El Calafate → Buenos Aires
       

  • Ushuaia tekne turu
     

  • El Calafate’te göl kenarında at turu

  • Buzul üzerinde özel ekipmanlarla yürüyüş
     

  • Tüm havaalanı – otel ve şehir içi transferleri
     

  • Türkçe rehberlik hizmeti
     

  • Tüm ören yerleri, ulusal parklar ve müze giriş ücretleri
     

 

Fiyata Dahil Olmayan Hizmetler

  • İstanbul – Buenos Aires – İstanbul gidiş–dönüş uluslararası uçak bileti 

  • Tur süresince akşam yemekleri
     

  • Kişisel harcamalar
     

  • Fazla bagaj ücretleri
     

  • Otellerde yapılacak ekstra harcamalar
     

Uçuş Bilgileri (Türk Hava Yolları ile)

​​​
 

Vize Bilgisi

Arjantin ve Şili, Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarına vize uygulamamaktadır.
 

Programımız; şehirden bozkıra, dağdan göle, buzuldan ormana kadar uzanan 12 günlük bir rota sunuyor.
Fotoğraf odaklı planlanmış, her saat ve durak ışık koşullarına göre düşünülmüş, küçük grupla ve rehber eşliğinde gerçekleşecek.

Bu bir keşif değil, hazırlanmış bir sessizliktir.
Ve biz o sessizliğe kulak vereceğiz.

Önemli Bilgiler​
 

  • Süre: 13 gün / 12 gece
     

  • Başlangıç ve Bitiş Noktası: Buenos Aires, Arjantin
     

  • Fiziksel Zorluk Seviyesi: Orta
     

  • Fiyat: Kişi başı 4600 USD
    (iki kişilik odada konaklama baz alınarak) tek kişi oda farkı 650 USD
     

  • Rezervasyon için Ödeme:
    Toplam ücretin %50’si rezervasyon sırasında transfer yoluyla ön ödeme olarak alınır.
    Kalan %50’lik ödeme, tur başlangıcında elden nakit yapılmalıdır.

  • Grup Büyüklüğü: Maksimum 6 kişi

Tur Programı 

1. Gün – Buenos Aires’e Varış

22.45 Buenos Aires havaalanında buluşma ve otele geçiş.

2. Gün – Buenos Aires | Renklerin ve Ritmin Peşinde

Şafak sökmeden önce, Buenos Aires’in taş döşeli sokakları hâlâ serin.
Şehir uyanıyor; kahveciler ilk masalarını çıkarıyor, pazar tezgahları kuruluyor, duvarlardaki boyalar nemin altında ağırlaşıyor.

Bugün, şehirle fotoğrafçının arasındaki ilk gerçek dans başlayacak.
San Telmo’nun labirent gibi sokaklarına dalıyoruz:
Paslı balkonlar, arnavut kaldırımlar, zamanın aşındırdığı kapılar...
Her biri kendi hikâyesini fısıldıyor ve biz o hikâyeleri kadrajımıza almaya niyetliyiz.

Bu sabah, hızlıca çekip geçmek yok. Her köşe başında yavaşlayacağız. Gözümüzle ışığın yüzlere nasıl dokunduğunu, taşların nasıl parladığını izleyeceğiz.

Öğleye doğru La Boca mahallesine geçiyoruz. Burada renkler patlıyor: mavi, sarı, kırmızı ve yeşil…
Duvarlar birer tuval, evler birer şiir. Çocuklar futbol oynuyor, yaşlılar köşe kahvesinde oturuyor.
Hareketin ve ritmin tam ortasında, yine sabırla en doğru anı bekleyeceğiz.

Gün batımına doğru Recoleta Mezarlığı çevresindeyiz.
Güneş son kez binaların arasından sızarken, gotik heykellerin yüzlerinde uzun gölgeler oluşuyor.
Bu, günün kapanış kadrajı: zamana direnen taşlar ve onları sarıp sarmalayan son ışık.

3. Gün – Ushuaia | Dünyanın Sonunda Işığın Peşinde

Sabahın ilk ışıklarıyla Buenos Aires’ten ayrılıyoruz.
Güney ucu çağırıyor: Ushuaia.
Dünyanın sonundaki şehir.
Gökyüzüyle denizin birbirine karıştığı, dağların sessizce beklediği yer.

Uçaktan inerken Patagonya'nın soğuk nefesi yüzümüze çarpıyor.
Buradaki hava, ışığı başka bir şeye dönüştürüyor:
Daha keskin, daha çıplak, daha dürüst.

Öğleden sonra Beagle Kanalı'na açılıyoruz.
Teknede hafif bir titreme, yüzlerde sabırsız bir bekleyiş.
Ve sonra:
Fener.

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 


Yalnız başına duran o kırmızı beyaz kule, suyun üzerinde bir şiir gibi salınıyor.

Macellan penguenleri sahilde toplanıyor.
Gri bulutların arasından süzülen güneş ışığı, denizin gri-mavi dokusunu boyuyor.
Kimi zaman geniş açılarla manzaranın tamamını, kimi zaman tele lensle bir penguenin kanat çırpışını yakalıyoruz.

Bu kanal, sadece hayvanların değil, rüzgârın ve ışığın da hikâyesi.
Dalgaların sesi, objektifinize vurdukça, ilk kez buranın gerçekten başka bir dünya olduğunu hissedeceksiniz.

Gün, Beagle Kanalı’nda bir altın saatle kapanıyor.
Ve gece, dünyanın sonunda başka hiçbir yerde olmayacak kadar sessiz.

4. Gün – Tierra del Fuego Milli Parkı | Sessizliğin Renkleri

Bugün yürüyüş ayakkabılarımızı sıkıca bağlıyoruz.
Çünkü Patagonya'nın ilk gerçek dokunuşu bizi bekliyor: Tierra del Fuego Milli Parkı.

Sabah erkenden parkın girişine varıyoruz.
Burada hava başka türlü kokar; yosun, toprak ve okyanusun tuzu karışmıştır birbirine.
Sessizlik bir kumaş gibi üzerimize serilirken, adımlarımızın sesi bile fazla gelir.

Yol boyunca eğilmiş, bükülmüş ağaçlar…
Rüzgârın şekillendirdiği dallar, kırık kökler ve yosunla kaplı taşlar.
Her biri, sabırla anlatılan eski bir hikâyenin parçası gibidir.

Fotoğrafçılar için burası bir detay cennetidir.
Geniş açılarla muazzam vadileri ve koyları, makrolarla yosunların içine saklanmış minik hayatları keşfediyoruz.

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 


Her adımda değişen bir ışık, her dönüşte yeni bir kompozisyon.

Öğle saatlerinde küçük bir koya varıyoruz.
Su neredeyse hareketsiz, aynadan farksız.
Göl kenarında tripodlarımızı kuruyoruz ve suya düşen ağaç yansımalarını, And dağları üzerinde süzülen kondorları ve sabırla bekleyerek, neredeyse bir nefes alır gibi çekiyoruz.

Öğleden sonra serbest zaman:
Dileyenler limana inip Ushuaia’nın arka sokaklarında kaybolabilir,
dileyenler günün sessizliğini sırt çantasına koyup bir banka oturabilir.
Bugün acelemiz yok.
Çünkü sabır, Patagonya'nın en eski yasasıdır.

​​​5. Gün – El Calafate’ye Uçuş, El Chaltén’e Yolculuk

Bugün gökyüzüyle yerin sınırında bir gün.

Sabah erken saatlerde Ushuaia havalimanından El Calafate’ye doğru havalanıyoruz. Ateş topraklarından buzul topraklarına bir yolculuk.
Uçağın penceresinden bakınca, göz alabildiğine uzanan stepler ve uzaklardaki And silsilesi göz kırpıyor.
Burası boşluğun ve sonsuzluğun coğrafyası.

El Calafate'ye inişin ardından, özel aracımızla kuzeye, El Chaltén’e doğru yol alıyoruz.
Bu yolculuk başlı başına bir ritüel:
Arka planda Lago Argentino’nun maviliği, önümüzde bozkırın dalgası ve yolun kıvrımları.

Yol boyunca yalnız başına duran çitler, rüzgârla bükülmüş ağaçlar ve arada bir görünen guanaco sürüleri eşlik ediyor bize.
Gözlerimizi bir yere sabitlemek mümkün değil; her metre yeni bir sahne, her sahne yeni bir his.

Fotoğrafçılar için bu bir hız yarışı değil:
Yol boyunca ışığın, rüzgârın ve tozun hikâyesini sabırla kaydetme zamanı.

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Öğleden sonra El Chaltén’e varıyoruz.
Dağlar yaklaşıyor, Fitz Roy’un sivri silueti bulutların arasından kendini gösteriyor.
Burası, dünyanın en güzel hiçbir şey yapmama yerlerinden biri.

6. Gün – El Chaltén’de Fotoğraf turu

 

 

 

​​

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Sabah saatlerinde El Chaltén köyünde erkenden uyanıyor, gün doğumunda Fitz Roy ve Cerro Torre dağlarını köyün hemen girişinden fotoğraflıyoruz. Güneş yükseldikten sonra kahvaltımızı yapıyor ve kısa bir yürüyüşle Laguna Capri’ye doğru yola çıkıyoruz. Ardından El Chaltén’in en güzel fotoğraf noktalarında duraklıyor, manzaraları ölümsüzleştiriyoruz. Çok yorulmadan, keyifle bazı tepelerde dolaşıyor ve kısa patikalarda yürüyüşler yapıyoruz. Hava şansımızı desteklerse günümüz unutulmaz geçecek; gökyüzünde süzülen kondorlar, steplerdeki guanakolar ve belki de Patagonya kartalını görme fırsatımız olacak.

7. Gün – El Chaltén → El Calafate | Bozkırda Atların Peşinde​


Sabah saatlerinde El Chaltén’e veda ediyoruz.
Yol boyunca, son kez Fitz Roy’un doruğunu arka cebimize bir anı gibi koyup El Calafate’ye doğru ilerliyoruz.

Ve öğleden sonra…
Atlarla buluşma zamanı.

Patagonya'nın bozkırında, Lago Argentino'nun uçsuz bucaksız maviliği kenarında, at sırtında yavaşça yol alıyoruz.
Rüzgâr saçlarımıza, toz çizmelerimize karışıyor.
Her adımda taşlar çıtırdıyor, otlaklar dalgalanıyor.
Bu coğrafyada atlar, sadece ulaşım değil; özgürlük demektir.

Fotoğraf makineleri boynumuzda değil;
omuzlarımızda, hafifçe.

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 


Çünkü bazen en iyi kareler, acele edilmeden bulunur:
Bir atın dönen kulağı, uzaklarda parlayan bir guanaco sürüsü, ya da göl üzerinde yankılanan nal sesleri.

Bu akşam gün batımında, Patagonya'nın altın sarısı ışığı altında, göl kıyısında durup sessizce etrafa bakacağız.
Ve belki de ilk defa bir yeri gerçekten hissetmenin, sadece görmekten geçtiğini anlayacağız.

Bugün adımlarımızı atların ayak izlerine bıraktık.
Çünkü bazen ilerlemek için, kontrolü bırakmak gerekir.

 

 

8. Gün – Perito Moreno Buzulu | Buzun Nefesi

Bugün ayaklarımız, dünyanın en eski canlılarından birinin sırtına basacak:
Buz.

Sabah erken, El Calafate’den Perito Moreno Buzulu’na doğru yola çıkıyoruz.
Yol boyunca her virajda mavi büyüyor, beyaz derinleşiyor.
Ve sonra bir anda:
Önümüzde dev bir sessizlik duvarı gibi yükseliyor.
Perito Moreno.

Buzulun kıyısında yürürken, fotoğrafçının gözleri önce kaybolur.
Nereden bakarsan bak her şey beyaz, her şey kusursuz.
Ama sabredince renkler belirir:
Buzun içinde gizlenmiş tonlar: safir mavisi, pastel beyaz, kömür grisi...

Mini-trekking başlıyor.

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 


Özel ayakkabılarımızla buzun damarlarında yürüyoruz.
Her adım bir hışırtı, her çatlak bir hikâye.

Makro çekimler için bir cennet:
Buzun üstündeki minik su kanalları, maviyle bembeyaz arasındaki geçişler,
ve ışığın kırılarak yarattığı küçük mucizeler.

Buz, sabırla şekillenmiş bir anı defteri gibidir.
Burada çekilen her fotoğraf, yüzlerce yılın ve milyonlarca kar tanesinin ortak çalışmasının bir belgesidir.

Ve biz bu mucizenin tam ortasında, sadece birkaç saatliğine misafiriz.

​​

9. Gün – El Calafate → Puerto Natales | Sınırların Ötesine Yolculuk

Bugün bir sınırı geçiyoruz.
Ama bu sadece ülkeler arasındaki bir sınır değil.
Bu, medeniyetin hızından doğanın yavaşlığına geçen bir yolculuk.

Sabah saatlerinde El Calafate’den ayrılıyoruz.
Aracımızla, Patagonya bozkırlarının ortasında uzun bir sessizliğe doğru ilerliyoruz.
Camdan baktığında, dünya bir sonsuzluk gibi akar:
Sarı bozkır, yalnız ağaçlar, uçsuz bucaksız bir gökyüzü...

Yolda rastladığımız birkaç guanaco sürüsü, tek başına kalan rüzgarla eğilmiş çitler,
ve ara sıra çıkan toz fırtınaları…

Sınır kapısına ulaştığımızda, bir ülkeden diğerine geçiyoruz:
Arjantin’den Şili’ye. Öğleden sonra, Natales öncesi milli parka uğrayıp 3-4 saat kadar puma arayıp sonrasında şehre, Natales'e geçiyoruz.

Puerto Natales’e vardığımızda gökyüzü hâlâ geniş, deniz hâlâ gri-mavi,
ve rüzgar hâlâ yüzümüzde şarkı söylüyor.

Bu gece, bir başka ülkenin gecesine uyuyacağız.
Ama yıldızlar aynı kalacak.

​​

10. ve 11. Gün – Puma Takibi | Sessizliğin Avı

Bu iki gün sabır günleri.
Burada geçirdiğimiz zaman, doğanın efendisi olmayı değil, öğrencisi olmayı öğrenme zamanı. Milli parkta puma bulmak kolay değil; bu yüzden üç günümüzü bu arayışa ayırıyoruz.

Sabah güneş doğmadan yola çıkıyoruz. Torres del Paine’in eteklerinde, özel izinli bir bölgede sessizlik içinde adımlarımızı atıyoruz. Rüzgârın taşıdığı kokuları, tozun içinde kaybolmuş izleri, çalılıkların arasında aniden beliren bakışları okumayı öğreniyoruz.

Yanımızda Patagonya’nın en usta puma izcileri var. Onların sabrı, gözlerinin keskinliği ve adımlarının hafifliği, burada nasıl var olmamız gerektiğini öğretiyor. Fotoğraf makinelerimiz boynumuzda değil; ellerimizde, sabırla bekliyor. Çünkü tek bir kare için saatlerce yürümek, rüzgârın yüzümüzü kesmesine razı olmak gerek.

Ve bazen bir an geliyor:

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 


Bir kayanın ardında bir kuyruk hareket ediyor,
bir çift altın göz güneş ışığında parlıyor.
Sessizce eğiliyoruz, neredeyse nefes almıyoruz. Deklanşörün sesi, dünyanın en yumuşak melodisi gibi yankılanıyor.

Burada bir puma görmek ödül değil, lütuftur. Ve o kareyi yakalamak, insanın kendisiyle doğa arasındaki ince, kutsal bağı hatırlamasıdır. Bugün sabrın, ışık kadar önemli olduğunu öğreniyoruz.

​​

12. Gün – Puerto Natales’ten El Calafate’ye Dönüş
Bugün Puerto Natales’teki son günümüz. Otelden çıkış yaptıktan sonra, son kez Torres del Paine Milli Parkı’nda aracımızla kısa bir tur atıyor, çekemediğimiz fotoğraflar için son şans ve hayran kaldığımız manzaraları yeniden görme fırsatı buluyoruz. Ardından sınır geçişlerini tamamlayarak El Calafate’ye doğru yola çıkıyoruz. Akşam olmadan şehre varıyoruz. Artık gördüklerimizi, yaşadıklarımızı ve bu yolculuğun bıraktığı izleri sindirme zamanı.

13. Gün – El Calafate → Buenos Aires → İstanbul | Dönüş

Bugün dönüş günü.

Sabah saatlerinde El Calafate havalimanına geçiyoruz.
İç hat uçuşuyla Buenos Aires’e, oradan da uluslararası bağlantıyla İstanbul’a doğru yola çıkıyoruz.

Uçuş saatine kadar kısa bir yürüyüş yapmak ya da şehrin son sessizliğini dinlemek mümkün.
Fotoğraf makineleri bu defa çantada kalabilir — bu günün yükü başka.

Program sona erdiğinde, geriye yüzlerce kare ve güçlü bir Patagonya hafızası kalıyor.

⚠️ Önemli Not – Program Akışı Hakkında

Patagonya’da hava koşulları ani değişiklikler gösterebilir.
Bu nedenle programda belirtilen bazı aktiviteler, saatler ya da rotalar; hava durumu, saha koşulları veya yerel kısıtlamalara bağlı olarak rehber kararıyla değiştirilebilir.

Tüm değişiklikler, katılımcıların güvenliği ve deneyimin kalitesi gözetilerek planlanır.

​​

 

   Rezervasyon ve detaylı bilgi için Instagram veya mail ile yolu ile ulaşabilirsiniz.

   Patagonya seni çağırıyor. Cevap vermek için tek yapman gereken: ilk adımı atmak.

                                                                              

                                                                  

 

 

 

​​

la boca
catedral
ushuaia
pengunler
Image by Carter Obasohan
gri tilki
el chalten
IMG_0417_edited.jpg
el calafate
minitrekking
minitrekking
guanaco
el chalten
IMG_5069.jpeg

Address

Av. Juan B. Justo 1257

Buenos Aires-Arjantin

WhatsApp

+90 505 7249831

Email

Instagram

  • Instagram

Address

Av. Juan B. Justo 1257

Buenos Aires-Arjantin

WhatsApp

+90 505 7249831

Email

Instagram

  • Instagram
bottom of page